Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
TOKKDER Filo ve Rent a Car Dergisi’nde bugüne kadar yayınlanan yazılarımda başta operasyonel ve günlük kiralama sektörüne yönelik olmak üzere bankacılık ve finans sektörüne, tedarikçilerimize ve sektörümüzün gelişimi için çok önemli bir konumda olan devletimize yönelik çeşitli konuları ele aldık. Bu noktada müşterilerimiz ve en önemli iş ortaklarımızdan otomotiv sektörü hakkında sektörümüze yönelik konular bu bölümde hatırladığım kadarıyla hiç tartışılmadı. Otomotiv sektörünü bir sonraki sayıya bırakalım ama değerli müşterilerimiz ile ilgili süreçlerimizden bu sayımızda biraz bahsedelim. Daha fazla
Operasyonel kiralamada en önemli iki konu toplam maliyet ve servis kalitesi olmalıdır. En önemli maliyet kalemlerinden biri olan lastikte satın alma maliyetinden çok toplam kullanım ömrü boyunca lastiğin maliyeti ve sağladığı faydaya dikkat etmeleri gerekmektedir. Daha fazla
Sektör bir yandan hızlı büyürken, sektördeki yabancı sermayeli firmaların artması ile oluşan rekabet ortamı ile kurumsallaşma ve şeffaflık alanlarında da sektörde bir değişimin başladığını görüyoruz. Kurumsallaşma ve şeffaflığa yapılan yatırımın sektördeki şirketlerin değerinin ortaya çıkması ve sermaye piyasalarından daha etkin bir şekilde faydalanmalarına yol açacağına inanıyoruz. Daha fazla
Türkiye’de 2013 yılındaki yüzde 5.9’luk pazar payımızı, bu yılın ilk çeyreğinde daralan pazara rağmen toplamda yüzde 6,5 seviyelerine çıkardık. Bu pazar payımızı yılsonuna kadar Türkiye çapına yayılmış güçlü bayi teşkilatımız sayesinde sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bunu gerçekleştirirken hem satış hem de satış sonrasında müşteri memnuniyetinde zirveye çıkmayı da hedefliyoruz. Daha fazla
13 Mart 2014 tarihinde gerçekleştirilen TOKKDER 17. Olağan Genel Kurul Toplantısı ardından, TOKKDER’in 2014 ve 2015 yılları için öncelikli gündem konularının tespiti için 3 Nisan 2014 Perşembe günü 26 TOKKDER üyesinin katılımı ile bir toplantı gerçekleştirildi.
Aile şirketlerinin kurumsallaşabilmesi için sadece şirketin işleyişine ilişkin kural ve prensipler yeterli olamamakta, ailenin iç ilişkilerin kurumsallaşması ve aile üyelerinin şirket ile olan ilişkilerinin de kurumsallaşması ve çerçevesinin çizilmesi gerekmekte. TKYD Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Aydın Buğra İLTER, makalesinde Aile Anayasası konusunu yasal çerçeve perspektifinden ele alıyor.
Aile şirketlerinin kurumsallaşabilmesi için sadece şirketin işleyişine ilişkin kural ve prensipler yeterli olamamakta, ailenin iç ilişkilerin kurumsallaşması ve aile üyelerinin şirket ile olan ilişkilerinin de kurumsallaşması ve çerçevesinin çizilmesi gerekmektedir.
Aile şirketleri kurumsallaşma serüvenleri içerisinde ailenin yönetilmesi, ailenin temel değerleri, misyon ve vizyonu ile sosyal sorumlulukları, aile üyeliği ve şirket ortaklığı ilişkilerinin düzenlenmesi, hissedar olunmasına ilişkin koşullar, hisse devri ve satışlarına ilişkin kurallar, gelecekteki aile başkanı ve şirket yöneticilerinin yetiştirilmesi ve seçilmesi, aile üyeleri arasında iş ile ilgili veya iş dışında çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümü, aile üyelerinin aile şirketleri içerisinde istihdamı ve ücret politikaları, ailenin yeni iş ve yatırımlara girmesi ile ilgili kurallar, aile anayasasına aykırı eylemlere ilişkin yaptırımlar, aile servetinin yönetimi ve her ailenin öznel durumuna uygun sair hususları düzenlemek amacı ile aile anayasaları oluşturmaktadırlar. Daha fazla
Borçlanma Araçları İhraçlarının Hukuki ve Vergisel Boyutu
Tahvil, bono gibi borçlanma aracı ihraçları özellikle son yıllarda finansal şirketler yanında reel sektör şirketleri tarafından da sıkça kullanılmaya başlamıştır.
Borçlanma araçları ihraçları temel olarak Sermaye Piyasası Kanunu ve bu kapsamda Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayınlanan Borçlanma Araçları Tebliği ile düzenlenmektedir. Bu yazımızda borçlanma aracı ihraçlarındaki temel esasları ve vergileme rejimini konu almaktayız.
Borçlanma aracı türleri
Borçlanma araçları ihraççıların borçlu sıfatıyla düzenleyerek ihraç ettikleri tahvilleri, paya dönüştürülebilir tahvilleri, değiştirilebilir tahvilleri, bonoları, kıymetli maden bonolarını ile niteliği itibari ile borçlanma aracı olduğu Kurul tarafından kabul edilecek sermaye piyasası araçlarını ifade etmektedir. Tüzel kişiler ve yatırım fonları ihraççı sıfatıyla borçlanma aracı ihraç edebilirler. Uygulamada en sık ihraç edilen borçlanma araçlarının tahvil olduğu gözlemlenmektedir. Daha fazla
Kanun değişikliği ile, Türk rekabet hukukunun Avrupa Birliği mevzuatına tam uyumlu hale getirilmesi amaçlanıyor.
Rekabet Kanunu’nda değişiklik yapan kanun tasarısı iki yıllık beklemeden sonra TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Konu önemli; zira rekabet hukukunun en önemli kaynağını oluşturan Rekabet Kanunu, her ne kadar uygulamaya yönelik özellikle 2003-2005 yılları arasında bazı değişikliklere tabi olmuşsa da, 13.12.1994 tarihinde resmi gazetede yayımlanıp yürürlüğe girdikten sonra ilk defa bu kadar kapsamlı bir değişikliğe uğruyor. Kanun değişikliği ile, Türk rekabet hukukunun Avrupa Birliği mevzuatına tam uyumlu hale getirilmesi amaçlanıyor. Son on yıl içerisinde AB rekabet hukuku da çok kapsamlı değişikliğe uğradı ve Türkiye için de artık bir güncelleme yapmak kaçınılmaz hale geldi.
‘Değişiklikler firmaları nasıl etkiler?’ diye bir soru sorulsa, standart bir cevap çıkmayacağını düşünüyorum. Her firmayı kendi şartlarına göre değerlendirmek gerekecektir. Hani kahve falı gibi olmasa da her şirketin rekabet hukuku karşısında karnesi kendisine özeldir. Gelin isterseniz değişikliklere kısaca bir göz atalım…
Bana bunlarla gelme… Daha fazla
01 Temmuz 2012 tarihinde 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) yürürlüğe girmesi ile birlikte ticari hayata bir çok yeni düzenleme girmiştir. Her ne kadar TTK’ya uyum için belirli süreler tanınmışsa da, tanınan süreler 2014 yılı içinde sona ereceğinden, uyum sürecinde deyim yerindeyse şirketler için yumurta kapıya dayanmıştır. Bu sebeple bu ayki yazımızda Şirketlerin TTK’ya uyum sağlamak adına gerçekleştirmesi gerekenler ele alınmış olup bunların dikkatle incelenerek, gerekliliklerin süreleri içinde yerine getirilmesi önerilmektedir.
Her birey hukukun varlığını yaşamın her anında ve alanında hisseder. Somut kanun hükümlerinin gerek sosyal gerekse iş hayatımıza yansımalarını bazen kolaylıkla görürüz, bazen de biz fark etmeden hayatımızın bir parçası olmaya devam ederler. Bu anlamda, bazı kanuni değişiklikler hayatımızı doğrudan etkiler ve bireyleri bu yeni düzene uyum sağlamaya zorlar. 01 Temmuz 2012 tarihinde 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) yürürlüğe girmesi ile birlikte ticari hayata bir çok yeni düzenleme girmiştir Daha fazla
C EO ve CFO bir şirketin en önemli iki yöneticisi, aynen bir gemideki kaptan ve baş mühendis gibi. İki farklı karakter, iki farklı deneyim ve iş disiplini gerektiren iki farlı ancak birbirini bütünleyen yönetici.
İlk bakışta anlamlı gibi görünen bu tespit de günümüz CEO’sunun dünyasını açıklamak için yeterli olmaktan çok uzak.
İkisinin dünyasını da basit aritmetikle anlatmak mümkün. Bir CFO için 2×2 her zaman 4 etmeli. Şirketin varlıklarını koruması ve hayatta kalması bu sağlam temelin sarsılmazlığı ile mümkün. CEOnun dünyası ise farklı; onun dünyasında 2×2 kimi zaman 5 eder, kimi zaman 7. İyi CEO ile kötü CEO arasındaki temel fark ise bu basit işlemin sonucunun ne zaman ve neden 5 edebileceğini öngörme yeteneği ve bu riski yönetme becerisidir. Bu beceriye sahip olmayan CEO bir kaç defa başarılı olabilir ancak uzun vadede kaybeder.
İlk bakışta anlamlı gibi görünen bu tespit de günümüz CEO’sunun dünyasını açıklamak için yeterli olmaktan çok uzak.
21. yüzyıl CEO’su iyi bir risk yöneticisi, cesur bir girişimci, sorumlu bir lider olmasının yanında bir çevre aktivisti, hatta bir devlet adamı gibi düşünmek zorunda.
24 Mayıs’ta Etik ve İtibar Derneği tarafından düzenlenen Etik Zirvesi’nde yeni kapitalizmi tartıştık. Kapitalizm 2.0’ın özünde tüketim toplumu değil sorumlu tüketim toplumu dinamiklerine uyumlu çalışan bir iş dünyası var; zira temiz su ve hava da dahil olmak üzere dünya kaynakları hızla tükeniyor ve 21. yüzyıl şirketinin hem doğa hem de insanlar üzerindeki etkisi sadece iktisadi olmaktan çok ötede. Daha fazla