Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Hyundai Assan Genel Müdürü – Murat BERKEL Röportajı

2022 yılında dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin beklentileriniz neler? Kısa ve orta vadede ekonomiye ve otomotiv sektörüne dair öngörüleriniz nelerdir?

Sadece ülkemizde değil tüm dünyada ekonomik anlamda ciddi değişimler söz konusu. Elbette Türkiye ekonomisi, dünyada yaşanan gelişmelerden çok daha fazla etkileniyor. Türkiye için 2022 büyüme tahmininin yüzde 2,3, 2023 için yüzde 3,2 ve 2024 için yüzde 4 olduğunu hazırlanan uluslararası raporlara bakarak anlıyoruz. Bunun yanı sıra Avrupa ekonomisinin de bu yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 4,2’den yüzde 2,5’e ve 2023 yılı beklentisi yüzde 2,1’den yüzde 1,9’a indirildi. Avrupa’nın 2024’te de yüzde 1,9 büyüyeceği öngörüldü.

Özetle yeni gelişmekte olan ülkelerde nispeten büyüme hızı Avrupa’ya göre daha ılımlı görünüyor. Bunda elbette jeopolitik konumumuzun da etkisi bir hayli fazla. İç pazarda yaşanan daralmaya rağmen ihracat pazarlarındaki etkinliğimiz elbette ekonominin büyüme hızına önemli ölçüde katkıda bulunuyor. Otomotiv sektörü son 16 yıldır ülke ihracatında ilk sıradaki yerini koruyor. Üretimde pandemiyle birlikte kapasite kullanımımız azaldı ama önümüzdeki süreçlerde tekrardan yükselişe geçmesini bekliyoruz. Bu aslında tüm dünyayı etkileyen çip krizi, tedarik, ham madde ve enerji sorunuyla doğru orantılı. Üretimde yaşanan sorunlar araç bulunurluğunu da tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de etkiliyor. Bunun 2023 yılında da sürmesi bekleniyor. Özellikle ham madde tarafında yaşanan sorunların giderilmesi ile birlikte arz ve talep dengesinin de eski rayına oturmaya başlayacağını düşünüyoruz. Kurlarda da anlık değişiklikler yukarı yönlü olmazsa ve aynı şekilde kredi faizlerinde önemli bir artış yaşanmazsa otomotiv pazarının geçen yıla paralel olarak kapanacağını öngörüyoruz.

Otomotiv sektöründe, yarı iletken çip ve diğer bazı malzemelerin tedarikinde yaşanan sıkıntıya bağlı, araç tedariki sorunu yaşanıyor. Bu konudaki değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz?

Otomotiv sektörü, birden fazla dinamiği bir arada barındıran ender sektörlerin başında geliyor. Pandemiyle beraber hayatımızdaki birçok denge değişti ve hatta tüketicilerin satın alım süreçleri de bundan fazlasıyla etkilendi. Bu süreçte üretimlere ara verilmesi ve özellikle araçların neredeyse can suyu olan elektronik aksamlardaki çipler ve işlemcilerin üretilememesi, doğal olarak otomotive yön veren köklü markaları da derinden etkiledi. Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş krizi sebebiyle nikel üretiminde aksamalar yaşanıyor ve bu da elektrikli araçların üretimine olumsuz etki yaratıyor. Elektrik motoru ve kablo sistemlerinde sıklıkla kullanılan nikelin tedarik sorunu aynı zamanda paslanmaz çelik üretimini de sekteye uğratmış durumda. Bu sebeple, savaş ve pandemi derken hayatımızın neredeyse tam ortasında bulunan otomobillerin üretimleri aylarca ertelenmiş durumda. Ertelenen her üretim, hem satışlara hem de ekonomilere oldukça olumsuz etkilerde bulunuyor. Sıfır kilometre araçların bulunabilirliği, yerli üretimlerde ithallere göre nispeten daha iyi durumda. Bu da bizim gibi Türkiye’de üretim yapan markalara önemli avantajlar sağlıyor. Yerli üretimlerde yerlilik oranı ne kadar yüksekse araç temini ve üretim açısından da bir o kadar verimli hale geliyorsunuz. Bu sebeple üreticilerin kendi tekelinde parça üretmesi ve teknolojiye daha fazla yatırım yapması artık bir zorunluluk olmaya başladı. Biz de Hyundai olarak tüm dünyada daha etkin olabilmek, yan sanayi ve ayrıca tedarik zincirine destek verebilmek için teknolojiye ve robot sistemlerine daha fazla bütçe ayırıyoruz. Böylece gelecekte dışarıya olan bağımlılığı minimuma indirerek olası sorunların önüne geçmeyi hedefliyoruz.

Sürdürülebilirlik günümüzün önemli konularının başında geliyor. Bu bağlamda, fosil yakıtlı araçların yerini yakın zamanda elektrikli araçlar alacak gibi görünüyor. Markanızın elektrikli araçlar konusundaki çalışmalarından bahseder misiniz?

Otomotiv endüstrisi, kapsamlı bir dönüşüm ve değişim geçiriyor. Artık bildiğimiz konvansiyonel araçlar yerlerini bataryalı elektrikli ve hidrojenle çalışan elektrikli otomobillere bırakacak. Çin’de elektrikli araç dönüşümü büyük hızla devam ederken Avrupa ve ABD de 2030-2035 yılları arasında bu dönüşümün tamamlanabilmesi için gerekli kanunları uygulamaya başladılar. Artık kullandığımız araçların özellikleri farklı boyutlara ulaşacak. Özellikle dijital programların güncellenmesiyle araçlar yeni fonksiyonlara ve güvenlik özelliklerine sahip olacak. Aynı şimdi cep telefonlarımız, tablet veya dizüstü bilgisayarlarımızda olduğu gibi otomobillerle kurduğumuz bağlantı da farklılaşacak. Bunun yanında, elektrikli otomobiller sayesinde sosyal çevremiz de büyük bir değişim gösterecek. Araçlar birbirleriyle ve çevresindeki nesnelerle bağlantı kuracak, kendi kendine ilerleyebilen otonom sürüş modlarına sahip olacak.

Mobilitenin getirmiş olduğu farklı dünyaya her alanda hazır olmamız gerekiyor. Otomotiv endüstrisi de, bu dönüşümde tüm dünyadaki endüstrilere öncülük ediyor. Hyundai olarak biz de akıllı mobilite çözümleri sağlayıcısı olma yolunda hızla ilerliyoruz ve dünya otomotiv endüstrisinin liderliğini yapıyoruz. Bu hızlı dönüşümün ilk adımını da elektrikli araçlar oluşturuyor. Türkiye pazarında da son birkaç yıl içinde sürekli ikiye katlanarak artan elektrikli araç satışları, bu değişim için gerekli olan algıyı olumlu yönde etkiliyor. Hyundai de bu amaçla global olarak belirlediği Strateji 2025 yol haritası dahilinde elektrikli araçlar ve mobilite sistemlerinin Ar-Ge çalışmalarına 51 milyar USD yatırım yapacak. Bu yatırım miktarı ve markanın attığı adımlar göz önünde bulundurularak gelecek beş yıl içerisindeki odak noktamız, insan hayatını her alanda daha da kolaylaştırmak üzerine olacak.

Geçtiğimiz yıl KONA modelimizin elektrikli versiyonunu satışa sunduk. Bu yıl ise elektrikli araç markamız olan IONIQ ailesinin ilk üyesi olan IONIQ 5 Eylül ayında yollara çıkacak. Elektrikli araçlar arasında devrim yaratan IONIQ 5 modelimiz ve önümüzdeki yıl tanıtılacak IONIQ 6, bu alanda önemli bir rol oynuyor. Biz de elektrikli ve yakıt hücreli araçlarımızın Türkiye yollarında daha fazla dolaşabilmesi için gerekli altyapı çalışmalarını Hyundai Assan olarak hızlandıracağız. Dijitalleşmeye daha fazla önem vererek bağlanabilir teknolojilerin sadece araçlarımızda değil, evlerimizde ve iş yerlerimizde de etkin olarak kullanılabilmesi için çalışacağız. Amacımız, insanlığın erişebilirliğini sınırların ötesinde genişletmek ve yepyeni bir gerçekliğe ulaştırmak. “İnsanlık İçin İlerleme” vizyonuyla inşa ettiğimiz bu yolda insanoğluna daha iyi bir gelecek ve çok yönlü erişim fırsatı yaratmak için çalışıyoruz. Bu yolda elektrikli otomobiller bize ve dolaylı yoldan tüm otomotiv endüstrisinin gelişimi ve geleceği için anahtar görevi görecek.

Covid – 19 salgını ezberlerimizi bozdu. Bu dönemde müşteri alışkanlıkları değişime uğradı. Dijitalleşme hayatımızın her alanında daha fazla yer almaya başladı. Dijitalleşme konusunda markanızın ne tür çalışmaları var?

Hyundai olarak markamızın kuruluşundan beri otomotiv harici inşaat, gemi, tren gibi birçok sanayi kolunda dünya çapında öncü üreticilerden biriyiz. Son yıllarda yaptığımız yatırımlarla tüm alanlarda mobiliteye yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Amacımız akıllı mobilite çözümleri sağlayıcısı olarak insanoğlunun geleceği için ilerleme kaydetmek. Hyundai markasıyla edinilen tecrübelerde kaliteli vakit geçirilmesini sağlamak. Bu konuda da dünya çapında birçok öncü markayla iş birliği yoluna gittik ve halen geleceğin önde gelen markalarına ve start-up’lara yatırım yapmaya devam ediyoruz. Çünkü dünya çok farklı bir yöne gidiyor. Biz de burada öncü markalardan biri olarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Otomotivde ekosistemi benimseyen markaların 2024 yılına kadar yüzde 50 daha büyüyeceği öngörülüyor. Otomotiv endüstrisi için ekosistemler, mobilite çağında bir zorunluluk ancak başarıyı sağlamak için doğru şekilde kurulmaları gerekiyor. Yenilikçi yaklaşımlara öncülük eden markalar, geleceğe daha iyi yön verip insan hayatını kolaylaştıran mobilite çözümleriyle daha güçlü olacaklardır. Çünkü insan hayatı ve dolayısıyla tenkoloji ve mobilite çözümleri artık buraya doğru evriliyor. Otomotiv dünyasında da dijitalleşmenin yeri çok önemli. Bizler özellikle pandemi ile birlikte dijitalleşmenin önemini bir kez daha anlayarak gerekli tüm aksiyonları aldık ve müşterilerimize kesintisiz olarak hizmet verdik. Hızla gelişen teknoloji ile birlikte fuarlar da bu gelişmiş dünyadan nasibini aldı. Otomobile ilgi duyan herkes merak ettiği yeni modelleri evlerinden veya iş yerlerinden anlık olarak inceleyebiliyor. Tabii bununla beraber elektrikli araçlardan ve hızlı şarjlı pillerden otonom araçlara, katmanlı üretim ve robot teknolojisine kadar, önümüzdeki on yılda otomotiv endüstrisinde birden fazla yeni trend söz konusu. Ayrıca, küresel otomotiv endüstrisinde sadece 2022’de değil, önümüzdeki 10 yıl boyunca en temel eğilim, sıfır emisyon üreten araçların geliştirilmesi olacak. Satış ve satış sonrası hizmetlerde de online gelişmelerle beraber artık daha hızlı hizmetler alınabilecek. Bu da zamandan ve mekandan tasarruf anlamına geliyor.

Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde yapılan düzenlemeler ile birlikte ticari araç kiralamanın önü büyük ölçüde açıldı. Buna bağlı olarak, hafif ticari araçların operasyonel kiralama sektörünün filosundaki payı da günden güne artıyor. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

Otomotiv sektöründe binek kadar ticari araçların da payı çok önemli. Her ne kadar son 2 yıldır sektör daralsa da filo ve kiralama sektörü açısından değerlendirecek olursak yüzdesel olarak az da olsa artışlar görüyoruz. Operasyonel araç kiralama sektöründe binek otomobiller kadar hafif ticari araçlara olan talebin de günden güne arttığını ve bu alanda oluşan yeni fırsatların tüm markaların satışlarına da etki edeceğini düşünüyoruz. Fakat, şu aşamada araç bulunabilirliği, tüketiciler kadar filo sektörünü de etkiliyor. Arz ve talep dengesindeki eşitsizlik çözüldüğü takdirde operasyonel olarak binek ve ticari kiralama hizmetleri de eski günlerdeki gibi yükseliş grafiği çizecek. Biz de Hyundai Assan olarak uzun bir aradan sonra STARIA modelimizle hafif ticari araç segmentine hızlı bir geri dönüş yaptık. STARIA, 8+1 kişilik oturma kapasitesiyle kalabalık aileler kadar turizm sektörü ve bu alandaki hizmetlerde rahatlıkla tercih edilebilecek bir model. Öncelikli olarak perakende satışlarına ağırlık verdiğimiz STARIA modelimiz, 2.2 litrelik dizel motoru ve 8 ileri otomatik şanzımanıyla ticari araç kullanımına üst düzey bir konfor getiriyor. Bu konforlu modelimizin kiralama sektöründe de etkili olması adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu doğrultuda tüm planlarımızı ve hedeflerimizi, sektörden gelecek taleplere göre şekillendirmeyi amaçlıyoruz.

Top