Your browser (Internet Explorer 7 or lower) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.

X

Koç Finansman A.Ş. Genel Müdürü – Y. Pınar Kitapçı Röportajı

Kurumunuz ve faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

Koçfinans, 1995 yılında tüketiciye doğrudan finansman sağlamak amacıyla kurulan ve birden çok alanda kredi hizmeti veren bir finansman şirketi olup, Türkiye’de sektörün ilk ve öncü kurumu konumundadır.

Sektörümüzün ağırlığına paralel olarak portföyümüzün de çok büyük bir kısmı taşıt kredilerinden oluşmakta. Sıfır ve 2. El taşıt kredieri başta olmak üzere beyaz eşya ve ev elektroniği, mutfak-mobilya, motosiklet, eğitim ve konut kredilerinde de geniş bireysel ürün yelpazemiz ile faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz.

Kurumsal krediler tarafında ise Bayi Finansmanı uygulamamız ile bayilerin sıfır ve 2. El stok alımlarında ihtiyaç duydukları finansman için alternatif bir kaynak oluyoruz. Ayrıca filo kredilerinde ağırlıklı olarak kiralama alanında birçok markaya kredi hizmeti sunuyoruz.

Dünya ve Türkiye ekonomisinin 2019 yılı ile ilgili öngörüleriniz nelerdir?

2018, küresel ve yerel piyasalarda volatilitenin belirginleştiği bir yıl oldu. 10 yıl vadeli Amerikan tahvillerindeki getiri artışı ve dünya ticaretine ilişkin korumacılık uygulamaları gelişmekte olan ekonomilere yönelik sermaye akımlarını önemli miktarda azalttı. Gündemde yerini koruması beklenen bu unsurlara ek olarak, 2019 yılında gelişmiş ülkelerdeki parasal sıkılaşma eğiliminin devam etmesi de beklentiler arasında. Brexit, İtalya’nın bütçe açığı ve jeopolitik riskler gibi diğer faktörler de gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahının dalgalı bir seyir izlemesine neden olabilecek.

Yurt içinde ise finansal koşullardaki sıkılaşma ekonomik faaliyetlerde yavaşlamaya neden oldu. 2019 yılında büyüme performansında zayıflamanın belirginleşmesi söz konusu olabilir. İç talepte görülen bu zayıflamaya karşın, döviz kurlarındaki oynaklık ve maliyet kaynaklı fiyat artışları nedeniyle enflasyona yönelik risklerin varlığını koruması bekleniyor. Diğer taraftan, azalan ithalat talebi cari dengeye olumlu yansımaya başladı. Önümüzdeki dönemde para politikası ile maliye politikası arasındaki uyum ve iş birliği makroekonomik dengelenme ve enflasyonla mücadele açısından büyük önem taşıyacak.

Operasyonel ve günlük kiralama şirketlerine sunduğunuz finansman paketleri hakkında bilgi verir misiniz?

2014 yılında temellerini attığımız ve uygulamaya geçirdiğimiz portföy çeşitlendirme stratejimiz ile kurumsal kredilerde aktif hizmet vermeye başladık. Son yıllarda gelişen filo ve kiralama sektörünün dinamiklerine uygun finansman modelleri geliştiriyoruz.

Operasyonel ve günlük kiralama sektörlerinde marka bağımsız olarak finansman sağlıyor ve müşterinin ihtiyacına yönelik esnek ve balon ödeme planları sunuyoruz. Operasyonel kiralama tarafında kredi vadesi maksimum kiralama süresi kadar olurken, günlük kiralamada sektör dinamikleri gereği daha kısa vadede kredi kullandırıyoruz. Finansman modelini belirlerken her projenin kendi gelir modeline, nakit akışına, teminat setine uygun çözümü müşterimizle birlikte belirlemeye özen gösteriyoruz. Amacımız kiralama şirketinin ödeme dengesini bozmadan kendi müşterisine en uygun çözümü sunabilmesini sağlamak.

Son dönemde sektörde yaşanan olumsuz gelişmeler sebebiyle iş modelimizi güncelleyerek proje bazlı çalışmalara ağırlık veriyoruz. Temlik ve ilave enstrümanlarla risk teminat yapımızı dengede tutarak sektöre destek vermeye devam ediyoruz.

Operasyonel kiralama ve günlük kiralama firmalarına finansman sağlarken nelere dikkat ediyorsunuz?

Hem operasyonel hem de günlük kiralama şirketlerinde kredi talebinde bulunan kiralama firması özelinde; firmanın ve ortakların sektör tecrübesi, kiralama öncesi sektörün farklı kollarında gösterdiği faaliyetler, şirketin organizasyonel yapısı ve üst yönetiminin tecrübesini dikkate alıyoruz. Mali tarafta ise, finansal tabloların analizi, borçluluk ve kârlılık rasyolarına ilave olarak nakit akışı da göz önünde bulundurduğumuz kriterler arasında. Finansal borçların faiz amortisman ve vergi öncesi kâra oranı, öz kaynak yeterliliği, döviz pozisyonu gibi göstergeleri analiz ederek kiralama firmasının finansal sağlamlığını değerlendiriyoruz.

Operasyonel kiralama sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin önümüzdeki dönemde nasıl bir nakit dengesinde olduğunu, kira gelirlerinin ve araç satışlarının kredi ödemeleri ve operasyonel giderleri karşılama seviyesini inceliyoruz. Aracın kiralandığı firmanın bulunduğu sektör ve şirket, bu sektördeki yapılan kiralamaların ortalama kârlılık oranları ve araçların eskime oranlarını da analiz ediyoruz. Aynı zamanda ilgili şirketin kredibilitesi de değerlendirmemizde önemli bir unsur.

Günlük kiralama tarafında ise ilgili şirketin kiralama için faaliyet gösterdiği ofis lokasyonları, ofislerin öz mal olup olmadığı, kiralama yaptığı aracın segmentinin ofisin lokasyonuna uygun olup olmadığı, araç parkının borçluluk durumu ve elindeki araçların ikinci elde satış kolaylığını dikkate alıyoruz.

Operasyonel ve günlük kiralama ülkemizde gelişme potansiyeli yüksek sektörler olarak görülüyor. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Bu gelişime uygun çalışmalarınız nelerdir?

Araç kiralama, gelişmekte olan ülkelerden biri olan Türkiye için potansiyeli olan bir sektör. Ancak döviz kredilerine göre yüksek TL faizleri ve aşırı rekabetçi fiyatlama politikaları, bugüne kadar firmaları döviz borçlanmaya yönlendirdi. Sektörün ağırlıklı bu yönde borçlanmasından kaynaklı olarak, döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar, araçların ikinci el değerlerinin henüz kurda ve sıfır araçların fiyatlarında yaşanan yükselişe uyum sağlayamamış olması firmaları finansal açıdan zorluyor. Öz kaynakları güçlü olan firmalar bu dönemi sorunsuz atlatabilecekler, öte yandan kâr marjı düşük, borçluluk oranı ve borçları içinde döviz ağırlığı yüksek olan firmalar için zor bir dönem olacak.

Sektörle ilgili gerçekleştirilen düzenlemeler sonucunda, döviz kontrat ile yapılan işlemler sona ererken artan araç fiyatları, finansmana erişimin zorlaşması ve yüksek TL faiz oranları yeni kontrat fiyatlarında yükselişe sebep oldu. Bu nedenle bir süre için araç yenilemeden ziyade kontrat sürelerini uzatarak aynı araçlarla devam etme eğiliminin artacağını düşünüyoruz. Sonrasında da araç segmentlerinde geriye gelişler yaşanmasını bekliyoruz. Her durumda hesabını iyi yapan araç kiralama müşterileri satın alma yerine kiralamayı tercih etmeye devam edeceklerdir.

Tüm bu gelişmeler paralelinde öngörümüz, operasyonel ve günlük kiralama sektörünün yaşadığı bu tecrübe ile orta vadede tekrar büyüyerek potansiyeline ulaşacağı yönünde. Koçfinans olarak, sektördeki gelişmeleri yakından takip ederek iş modellerimizde ihtiyaç duyulan düzenlemeleri gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda perakende kredilerde olduğu gibi filo tarafında da distribütörlerle kampanyalar yaparak artan finansman maliyetlerinin düşürülmesi konusunda görüşmelerimiz devam ediyor.

Top